Kozmozdan gelen bioenerji, çevremizde bulunan bütün canlılara "moleküler" seviyede etki eder...
Bugünkü ilmin kabul ettiği gibi, kozmik bioenerji; hücrelerin ilk önce dış membranı seviyesinde iyonların geçirgenlik yeteneğine etki ederek, membran düzeyinde iç ve dış iyonların farklılığını oluşturarak elektrik potansiyel farkını ortaya çıkarıp hücrenin elektrik geçirgenliğinin değişmesine sebep olur. Böylece aynı zamanda hücre içinde bulunan organoidler ve onlarda bulunan polimerlerin poliyarlığı değişmekle bu polimerlerin kuruluşunda konformasyon yani değişiklik ortaya çıkar.
Hücre seviyesinde bu şualar, radyo dalgaları ve biyolojik aktif hücrelerde fizyolojik aktif maddelerin ortaya çıkmasına etki eder, böylelikle fizyolojik aktif maddeler esasen birleştirici olan hücrelerde sentez olunur. Böylelikle aktif maddeler kateholominler, prostoglendinler, kininler ve diğerlerinde ilk önce kan devrini ve maddelerin mübadelesini hızlandırır. İşte bu reaksiyonlar pozitif yüklü dalgaların etkisi ile hızlanır.
Böylelikle hücrelerde olan enerji jenerasyonuna yardım ederek hücre dahilindeki proseslerini -proteinlerin parçalanmasını, sulu karbonların, ATP'nin sentezini ve parçalanmasını, sulu karbonların, yağların enerji kaynağına dönüşmesini- sağlayarak enerji kaynağı olarak istifade olunmasını hızlandırır. Biz bu izahlardan sonra diyebiliriz ki, organizmaların ihtiyacına bağlı olarak bu her iki (pozitif=müspet, negatif=menfi) enerji çeşidinden de yararlanmak, her zaman için mümkündür.
Sonuç itibariyle, "kozmoz"ta daima mevcut olan bu enerji çeşitlerinin birbirine oranlarının bozulmasını yani müspet veya menfilerinin azalıp çoğalmasını, organizmaların "hastalanması" ile izah etmek mümkündür.
21. yüzyılın internet çağında teknik gelişmelerin bugünkü seviyesi ve gelecekteki perspektifleri bize şunu göstermektedir ki, “globalleşen; ekolojik problemlerin yükselen bir ivme gösterdiği ve bu ivmenin katlanarak arttığı, yaşlanan dünyamızdaki insan topluluklarına bütünüyle ve ayrı ayrı şahıslar seviyesinde psiko-emisyonel yüklenmelerin giderek artışı, dengelerin bozulması, insan, çevre ve sağlık sistemine yeni bakış açılarının zorunluluğunu” ortaya koymuştur. İnsanların içinde yaşadıkları tabiatın ayrılmaz bir parçası oldukları hiç kimse tarafından reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçektir.
Fakat insanın tarihî seyri içindeki antropojenik faaliyeti, içinde yaşadığı tabiattan gitgide "uzaklaşması" ve çevrenin doğallığının yapay şekilde değiştirilmesi; insanlık için çözülmeyecek problemleri de beraberinde getirmektedir.
Bu gerçekleri göz önüne alarak bahsedilen bu sistemin karşılıklı etki ve alakalarının öğrenilmesi gerekir. Biyolojik bir sistem gibi insanın bioenerjetik ve kozmoz enformasyonundan nasıl istifade edebileceğinin, insanın ve yeryüzündeki başka bütün canlı organizmaların korunmasının, sağlamlaştırılmasının ve bu amaçla bioelektronik cihazların geliştirilip istifade alanlarının artırılarak nazari araştırmaların yanında uygulama alanlarının genişletilmesinin gerekliliği ortaya konulmalıdır.
Bu konunun önemine binaen eski S.S.C.B'de dünyayı iki bin yılında bahsi geçen tehlikelerden korumak ve bu asrın bu harika teknolojisine sahip olmak amacıyla uzun yıllar süren bir çalışma başlatılmış ve kozmosdaki enerjiden istifade edilerek hazırlanan bir merkez Kafkasya'da kurularak çalışmaya başlamıştır.
Bununla ilgili tüzel ve özel gönüllü kuruluşlar ilmî, metodik çalışmalarını, "Azerbaycan Türkiye Bilim ve Buluş Adamları" birliği olarak dünyaya tanıtmaya gayret göstermektedir. Bu merkezde pek çok bilim adamı görev yapmıştır ve yapmaktadır. Bugün bu merkezde yüksek kozmik bioenerjili değişik ürünler elde edilebilmekte ve enerji yüklü ürünlerin ve enerjiyi "uzak mesafelere transfer edebilme" parametrelerinin sınırları tayin edilebilmektedir.
Bu teknolojiden, yani radyo dalgalarıyla teşhis koyma ve tedavi yönteminden, ABD'nin Teksas eyaletindeki merhum Michael De Bakey'in de başkanlık ettiği tıbbî araştırma merkezinde de zaman zaman yararlanılmaktadır. Kafkasya'da kurulan bu kozmik bioenerji merkezinde müsbet potansiyelli (etkili) kozmik bioenerjinin muhtelif materyallere verilebilmesinin optimal rejimi tecrübe edilmektedir. Ayrıca bunların faydalı olduğu kozmik enerji ile ilgili teknik aletlerce tespit edilerek ilim merkezlerinin resmî raporlarıyla yayınlanmıştır.
Bu kozmik merkezde yapılan faaliyetlerden ortaya çıkan sonuçlara göre elde edilen bioenerjistik aktifliğe sahip her alanda istifade edilen bu materyallerin muhtelif proseslere ve alanlara etki mekanizmasının öğrenilmesi daha da geliştirilip bundan sonraki çalışma ve araştırmaların derinleştirilerek yapılması, bizi, bugün gelinen noktadan çok daha ileriye götürme konusunda umutlandırıyor.
Kozmik merkezde bugüne kadar yapılan deneme çalışmaları hastanelerde, kozmik araştırma merkezlerinde, üniversitelerde devam etmiş, bugün gelinen noktada Azerbaycanlı, Rus ve Türk araştırmacıların başarılı çalışmaları sonucunda tıp, sanayi ve tarım alanında müşahhas, elle tutulur sonuçlar elde edilmiştir.
Kozmik merkezde, ilk elde edilen "kozmik enerji etkili malzeme" özel bir "know-how" teknolojisi ile üretilmiştir. Bu teknolojiler; yapısında kozmik fezada bulunan 1016 mikrona kadar olan mikroorganizmaları üzerinde toplayan "özel fermentteki silikat bileşimleri" şeklinde izah edilebileceği gibi; bir başka deyişle kompleks iyonlu (Na, K, Ca v.s) alimosilikat tertipli "yüksek enerjili bir malzeme" şeklinde de izah olunabilir.
Bu malzeme SIO2, Al2O3; Na2O, SIO2 veya başka oranlarda aktif iyonların miktarını, amaca uygun formda seçerek malzemeye değişik, gerekli olan özellikler verilebilmektedir.
KOZMİK SU
Bu aktif iyonlar malzemelerdeki serbest su moleküllerine, keza kristalleşen su moleküllerinin H-OH bağlantısına etki ederek ve aralarındaki mesafeyi değiştirerek serbest radikallerin oluşmasına sebep olurlar. Bu arada tek olan hidrojen radikali çevreden absorbe edilen bazı bileşmelerden CH3, C6H5 ve ayrıca dengelenmemiş elektronları olan aktif ve kinetik serbestliğe sahip olan diğer radikallerin de oluşmasına sebep olabilmektedir.
Günümüz Teknolojısı ve Kozmık Enerji
Bütün bu çalışmalarda tespit edilmiştir ki, kompleks iyonlu alimoslikatın terkibini oluşturan elemanların belli oranlarda malzemenin bütün hacminde radikallerin oluşması prosesi çevre ile sürekli bir temas ve kozmik ışınlanmanın sonucunda da bu temas aralıksız devam etmektedir.
İşte bu özellikten dolayı malzeme daima bioenerjik akümülatör gibi çalışıp, oluşturduğu, "Kozmik Enerji", "Radyo Dalgasını" gerekli olan materyallere veya gerekli görülen bütün canlı organizmalara transfer edilebilme imkan ve şartlarını sağlamaktadır.
Yapılan bütün bu ilmî çalışmalar sonucunda mevcut teorik teamüller ve anlayışlar, oluşan bu "kozmik bioenerjinin" potansiyel dalga karakterli bir hareketliliğe sahip olduğunu ve belli bir frekans aralığında yayıldığını bize göstermektedir.
Bu serbest radikallerin sinüsoidal hareket hız-frekansına ve radikaller arası mesafesi değiştirilmiş su moleküllerinin hareket hız-frekansına esas olarak yapılan hesaplamalar göstermiştir ki, kozmik bioenerjik şualanma 10....100 mikrometre aralıklar arasındaki dalga uzunluğunda ve 3,5.106-3,5.107 Hertz hız-frekans sınırında yer almaktadır. Bu "Hız Sınırı" canlı hücrelerin yaydığı enerji ile çok yakın bir ilişki ve ilgiye sahiptir.
İşte bu bioenerjik şualanmanın yukarıda tespit edilen parametrelerde olması, direkt olarak, hücre yüzeyinde yer alan prosesleri doğrudan etkilemektedir.
Bildiğimiz gibi hücre içindeki maddeler mübadelesinin (protein, albümün, karbohidrojen, karbohidroksit ve mineral mübadelesi) yer alması, hücrenin dış plazmatik membran tabakasının ultra mikroskobik mesamelerden hücrenin beslenmesi, yaşayıp büyümesi için hücreler arası sıvıda erimiş maddelerin geçmesi ve maddeler mübadelesi sonucunda oluşan atıkların ve ifrazatın dışarı atılması ile nitelendirilir. İşte bütün bu proseslerin normal olarak gerçekleşmesinde hücrenin "elektrik potansiyelinin" rolü esastır.
Çeşitli sebepler sonucunda oluşan "hastalanma" hallerinde hücre yüzeyinde biokimyevî proseslerin bozulması sonucunda hücre membranı ve hücrenin tamamen sıkılıp genişlemesi zorlaşır ve hücredeki atıklar ve diğer ifrazat toplanıp hücre içinde kalır.
"Bioenerjik şualanmanın" dalga uzunluğu "hücrelerin ölçüleri" ile kıyaslanabilecek ölçülerde olduğundan yani kıyaslanabileceğinden fermentlerin iştiraki ile gerçekleştirilen biokimyevi reaksiyonların hızı; bioenerjik dalga hızına uygun olduğundan dolayı hücrenin aktifleşmesi ve hücre içindeki maddeler mübadelesinin normalleşmesi mümkün olabilmektedir.
Eğer bioenerjik şualanma ile etkisi belli bir zaman içinde muntazam olarak devam edilirse hücrede enerji emilmesi-yutulması ile gerçekleşen biokimyevi reaksiyonlar hızlanır ve böylece enerjinin ayrılması ile gerçekleşen reaksiyonların aktifleşmesi sağlanır.
Sonuç itibariyle yukarıdaki bu proseslerin belli bir "nizam" ve "intizam" içinde gerçekleşmesi ile yeni hücrenin seviyesinde-yüzeyinde bir biokimyevî reaksiyonun yürümesi için gerekli olan enerjinin yanında bulunan diğer hücrede bir biokimyevi reaksiyon oluşturduğumuzda birbiriyle mübadele olur ve hücrenin metabolizması da böylelikle yenilenir (rezonans etki).
Böylelikle ortaya çıkarılan değişik parametrelerdeki kozmik bioenerjik şualanma ile ve şualanmış değişik formadaki materyallerle direkt hücre yüzeyinde bitkilerde ve hayvanlarda yer alan prosesleri etkileyerek "tedavi-proflaktik amaçla" insan sağlamlığının çeşitli alanlarında uygulanması mümkün olmaktadır.
Bundan başka değişik parametrelerdeki "kozmik bioenerjik şuaların-dalgaların" "toprak yapısına" uygulanmasıyla topraktaki iyonlaşma ile bio-ultra ses dalgaları meydana gelmesi sonucunda topraktaki "bütün canlılara" etki ettiği gibi onların yüksek inkişaflarına ve topraktaki insan sağlığına zarar veren "toksik" "atık, zararlı" maddeleri de parçalayarak yüksek enerjili canlı bileşimlerin oluşmasında da kullanılabilmektedir.
Bugüne kadar yapılan araştırmalarla sanayi alanında da değişik olumlu sonuçlar alınması "kozmik bioenerjik şua dalgaların" pek çok alanda uygulanma imkanı olduğunu göstermiş ve bu yapılan araştırmalar sonucunda ispatlanmıştır.
Ahmet Maranki
Bu haber 5943 defa okunmuştur.